Amerika sözde demokrasi adına Irak’ı istila edip müslüman kadınlara tecavüz ediyor.
Fethullah Gülen Amerika’da CIA’ nin çiftliğinde istirahat ediyor. Türkiye’de banka işletip faizcilik ile iştigal ediyor.
Enver Ören TGRT’sini Amerikalılara sattı.
En güvendiğimiz, milli servet gibi gördüğümüz askeriyeye ait OYAKBANK Hollandalılara satıldı.
Akbank Amerikan bankası olan Citibank’a satıldı.
Finansbank Yunanlılara, Petkim Ermenilere satıldı.
Başbakanın oğlu Dünya Bankası’nda çalışıyor.
Asgari ücretten vergi kesilmesine rağmen faizden vergi alınmıyor.
Hocaları bile “Bunlar vatanı satıyor” demesine rağmen Avrupa Birliği’nin, Amerikanın, Fethullah Gülen’in ve satılmış basın-yayın organlarının desteği ile halk uyutulup, para dağıtılıp %50’ye yakın oy almaları sağlanıyor.
Hıristiyanlar Türksat uydusu üzerinden Türkçe Hıristiyanlık propagandası yapıyorlar.
Pkk destekçisi cezaevinde iken milletvekili seçilmesi sağlanıyor.
Müslüman Türk Milleti ana dilinde ibadet yapmaktan mahrum bırakılıp manasını bilmedikleri öğretilere amin deyip ibadet yaptırmaya çalışıyorlar. Bu vesileyle Arap kültür emperyalizmi, teknolojiyle beraber Amerikan kültür emperyalizmi ile kültürümüz yok edilmektedir.
Gizli emelleri olan tarikatlar gözümüzün içine baka baka Cumhuriyet’in yerine kendi istedikleri bir rejim getirmenin hesabındalar.
Kıbrıs’ı rumlara peşkeş çektiler.
Kerkük-Musul-Telafer’i, yetmediği gibi Güneydoğu Anadolu’yu da kürdistan ilan ettiler.
Bizim beyler ise gölgeleriyle kavga ediyorlar.
Bütün araç üretimi Türkiye’de yapılmasına rağmen Türk menşeli, Türk markalı bir aracımız yok.
Sanki petrol ülkesiyiz. Kitle taşımacılığı yerine herkes ulaşımını kendi imkanlarıyla çözüyor.
Beş yaşında bir çocuk bile bilir. Gerilla savaşı ile mücadele etmek için gerilla savaşı uygulanmalıdır. Düzenli ordumuzu yenik duruma düşürmek gafletinde kim bulunabilir!!!
Bizden yurt isteyen Irak’ın kuzeyindeki beslemelerin elektriğini, gıdasını, rafine petrolünü, inşaat sektörünü kısacası bize kurşun sıkanların, tehdit edenlerin hülasa her şeyini karşılayarak düşmanı beslemekteyiz.
Amerika insanlık için (!), demokrasi için (!), kimyasal ve biyolojik silahlara sahip (!) Saddam’ı devirmek için Irak’a girdiğini söylerken, kendi petrol çıkarları için Hazret-i Ali’nin türbesini bile bombaladı. Madem böyle bir şey yok neden çekip gitmedi?!!! Amerika’ya uşaklık eden Kürtler bir gün Amerika’ya sığınabilecekler mi?…
Fransa, Ermeni soykırımı olmamıştır demeyi suç ilan etti. Onlara göre “Ermeni soykırımı yapmadık” demek bile suç! Oyak Sigorta’nın ortağı Fransız Axa sözde Ermeni soykırımı mağdurlarına sigorta ödemesi yapmayı kabul ediyor. Buna rağmen Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın paraları, yani bu milletin paraları hala Fransa bankalarında yatmaktadır.
Fethullah Gülen Amerika’dan şehit cenazelerinde protesto söylemlerinde bulunulmaması için fetva veriyor!
Ozan Arif gibi, Hulki Cevizoğlu gibi düşünenler siyasi oluşumların dışında tutulup parti liderlerinin seçmiş oldukları kişiler milletvekili oluyor.
Türkiye’nin, Türk halkının birkaç gazete ve televizyonundan başka sesini duyurabileceği ortam kalmamıştır. Basın-yayın kuruluşlarının büyük çoğunluğu yabancılara satılmış, kimisi de Kandil Dağı’ndakilerle pazarlık içerisindedir.
Bütün sol örgütler Pkk’nın yardakçısı oldular.
Said-i Kürdi Said-i Nursi oldu.
İnsan Hakları Derneği, Mazlum-der gibi dernekler çocuk katilinin, bebek katilinin savunucusu oldular.
Tüm Atatürk düşmanları vatan hainliği yüzlerini gösterdiler.
Dışarıdan borç alıp besledikleri hayvanların borcuna karşılık vatanın milli servetlerini teklif ettiler.
Nereden Buldun Yasası çıksa, servetinin kaynağını ispat edemeyenin varlıklarının %35’i hazineye aktarılsa dış borç ortadan kalkar.
Vatan müdafası için bir söz söylenecek olsa karşısında hemen askeri, polisi bulur! Ama Diyarbakır belediye başkanı ne söylese mübah olur!
Bizi yönetenlerin Türk olduklarından şüphe duymakla beraber Müslüman olduklarından da endişe etmekteyim.
Kahraman Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü ile kapatıyorum: “Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır”.
Saygılarımla
Gültekin Yıldırım